Bölüm 66 İlk Öldürme

Bölüm 66 İlk Öldürme

Quinn aniden inanılmaz bir hızla kendisine doğru koşan bir şeyin sesini duydu. Döndüğünde canavar artık tam görüş alanındaydı.

Kemirgen kafalı büyük bir köpekle aynı boyuttaydı. Siyah renkliydi ve dört ayak üzerinde koşuyordu. Dev bir sıçana benzediğini söyleyebilirdi ancak vücudu inanılmaz derecede ince kalırken kollarının etrafı kaslıydı. Öyle ki kaburgalarının dış hatları görülebiliyordu.

Yaratık birkaç metre uzaklaştığında havaya sıçradı ve yaratığın iki ön kolunda pençeler belirdi.

Quinn neredeyse içgüdüsel olarak elini kaydırdı ve kanlı bir darbe indirdi. Saldırı canavara isabet etmeyi başardı ve onu geriye uçurdu. Saldırı yaratığın karnında büyük bir kesik oluşmasına neden oldu ve yaradan siyah kan sızmaya başladı.

Canavar iyileşmek için zaman kazanırken, Quinn teftiş yeteneğini kullanmaya karar verdi.

İnsanların aksine, Quinn durum ekranını kullandığında HP ve kan grubunu gösterirdi, ancak bu durumda sadece bir isim ve canavarın seviyesini almıştı.

Yine de canavarın seviyesini görünce Quinn biraz daha az korkmaya başladı. Bilinmeyen bir yerdeydi ve canavarın boyutunun küçük olması onun düşük seviyeli olduğu anlamına gelmiyordu. Ancak, Rattaclaw gibi bir şeyle Quinn bile başa çıkabilmeliydi.

Rattaclaw toparlandı ve bir kez daha doğruca Quinn’e saldırdı, kan darbesinin ne kadar etkili olduğunu görünce canavarın bir kez daha yaklaşmasını bekledi.

“Kan kaydırma.”

Ancak Quinn, Rattaclaw’ın hızını ve tepkisini hafife almıştı. Geçen seferden nelere dikkat etmesi gerektiğini öğrenmiş ve saldırıdan kaçınmak için yana atlamıştı.

Sonra hızını artırarak ileri atıldı ve Quinn’in üzerine atladı.

Quinn tam zamanında eldiveni canavarın ağzına sokmayı başarmıştı, iki büyük dişi eldivenin üzerine kapanırken bir gıcırtı duydu.

“Seni küçük pislik, bırak beni!” Quinn bağırarak kolunu sallamaya başladı, canavarı üzerinden atmaya çalışıyordu ama canavar bırakmayı reddederek sertçe yere çökmüştü.

Canavar koluna yapışmış haldeyken, kanlı darbe kullanamayacak kadar tehlikeli ve çekiç darbesi indiremeyecek kadar yakındı. Geriye kalan tek şey, bunu eski usulle yapmaktı.

Quinn daha sonra diğer eliyle canavarın kafasına defalarca vurmaya başladı. Her darbede canavardan siyah kan fışkırıyordu. Darbeler güçlü ve canavara zarar vericiydi ve her vuruşta canavar gevşemeye başladı.

“Eğer uzak dursaydın, yaşayabilirdin!” Quinn canavarı yumruklamaya devam ederken bağırdı, ta ki sonunda canavarın elleri çözülüp yere düşene kadar.

Quinn bir korku filminden çıkmış gibi görünüyordu, kolu ve kıyafetleri tamamen siyah kanla kaplanmıştı ama umurunda değildi, çünkü harika haberler içeren bir mesaj gelmişti.

Aynı anda birden fazla bildirim almıştı ve her şey onun için büyük bir şok olmuştu. Bir insanla savaşmaya kıyasla bir canavarı öldürdüğü için daha fazla Exp almakla kalmadı, aynı zamanda bonus puanlar da aldı.

Yeni bir güç seviyesiyle ilk kez karşılaştığında olduğu gibi, temel seviyedeki bir canavarı öldürdüğü için bonus puanlar kazanmış ve bu canavarı ilk kez öldürdüğü için de bonus puanlar kazanmıştı.

Bir bakıma hayvanlar onun sistemi için bir altın madeniydi.

Seviye atlamak Quinn’e fazladan bir istatistik puanı kazandırmıştı. Şimdi istatistiklerine bakarak bu puanı gücüne eklemeye karar verdi.

Bunun nedeni Hammer strike becerisiydi, gerçekleştirmek için toplam 15 güce ihtiyaç duyuyordu, eldivenleri takılıyken ona ekstra üç güç bonusu veriyordu ama Rattaclaw eldivenlere zarar verdiğinde güç ikiye düşüyordu.

Eğer eldivenleri yok olursa, artık Hammer vuruşunu doğru bir şekilde yapamayacaktı. Bu yüzden Quinn dayanıklılık ve çevikliğe odaklanmadan önce gücünü on beşe çıkarmaya karar verdi.

Ancak sistemin onun için hâlâ bir sürprizi daha vardı.

Bu beceri Quinn’e eski filmlerde izlediği bir av tüfeğini hatırlattı. Küçük saçmalar dağılıp birden fazla hedefi vuruyordu. Sorun becerinin maliyetiydi.

5 HP çok büyük bir miktardı ve kan bankasıyla bile Quinn’in bunu kullanırken dikkatli olması gerekiyordu. Artı tarafı, birden fazla rakibe vurmak için tasarlanmış bir beceri olmasıydı.

Quinn’in yanında Layla olsaydı, Kan spreyini test etmek isterdi ama burada ne kadar kalacağını bilmiyordu, bu yüzden HP’sini ve mümkün olduğunca çok kanını saklamak en iyisiydi.

Quinn daha sonra yerdeki ölü canavara doğru yürüdü. Yaratığın kafatasına o kadar sert bir yumruk atmıştı ki kafatası çukurlaşmıştı ve her yerden kan sızıyordu.

Siyah kana baktığında hiç de iştah açıcı görünmüyordu. Normal insan kanı gibi ona çekici gelmiyordu ve tatlı bir koku da yaymıyordu.

Yine de Quinn’in bunu içmesi gereken bir zaman gelebilirdi, bu yüzden test etmesi gerekiyordu.

“İnceleyin.”

Bu beklenen bir şeydi. İşaretler, vücudunun ona uzak durmasını söylediğini gösteriyordu.

“Vücudumun neden sadece insan kanını kabul ettiğini merak ediyorum.”

Vücudu kana ihtiyaç duymaya başladığında sistem garip bir şekilde spesifikti, bu Quinn’e hayvan kanının bile işe yaramayacağını düşündürdü, bazıları tıpkı insanlar gibi kırmızı renkte olsa bile.

Elbette her şeyin ardındaki cevapları bilen bir kişi vardı ve o da videodaki sarışın adamdı.

Yapması gereken son şey vücudu yırtmak ya da kesip açmak ve içindeki canavar çekirdeğini aramaktı. Bu, canavara bağlı olarak vücudun farklı bir yerinde bulunan küçük bir kristaldi.

Bu, daha fazla canavar silahı ve zırhı yaratmak için kullanılabilir veya hatta kredi için satılabilir. Bunların her ikisi de onun için büyük bir bonus olacaktır.

Ancak aniden, koşan bir şeyin sesi tekrar duyuldu, Quinn başını kaldırdığında on Rattaclaw’ın kendisine doğru koştuğunu gördü.

Temel seviye yaratıklar zayıf olsa da, tek başlarına seyahat etmeleri garipti ve Quinn’in şansı yaver gitmişti.

Sadece bir kişiyle yüzleşmeye çalıştıktan sonra, on kişiye karşı hiç şansı olmadığını biliyordu. Tek yapabileceği koşmaktı. Nereye gittiğini bilmeden boş sokakta koşmaya başladı.

Ama Rattaclaw’lar hızlıydı ve yakında yetişeceklerdi. İşte o zaman Quinn diğerlerinden çok daha az hasar görmüş bir bina gördü. İçeri girdi ama alan hâlâ çok genişti, sonra sağ tarafında bir merdiven gördü.

Merdivenlerden hızla yukarı koşup ilk platforma ulaştıktan sonra durdu ve döndü. Karşı koymaktan başka çaresi olmadığını biliyordu. Merdivenler odalardan daha dardı ve yüksekte olan oydu.

Avuç içi aşağı bakacak şekilde açıktı ve hazırdı.

“Seni test etme zamanı.”

****