“Her şeyin yolunda gittiğini düşündüğünüzde, dünya size orta parmağını gösterir.”
İdeal bir hayat yaşadıktan sonra… sevgi dolu bir aile, harika arkadaşlar, istikrarlı bir iş ve adını tüm dünyaya duyuran çok satan bir roman…
aniden kendini kendi elleriyle yazdığı kendi hikayesinin içinde yeniden doğmuş bulur.
Ve en kötüsü… en zayıf kötü adamın bedeninde… Frey’in.
İlk bölümlerde ölmeye mahkum üçüncü sınıf bir kötü adam. Çöp yeteneğine sahip değersiz bir pislik… Hikayedeki diğer tüm karakterler tarafından nefret edilen ve görünürde hiçbir kurtuluşu olmayan biri.
Ama o bu kaderi reddediyor. Tüm dünyayı reddediyor.
Bu yazarın ikinci bir şans klişesine ihtiyacı yok – o zaten her zaman istediği hayatı yaşadı.
“Beni ikinci şans saçmalığından kurtarın. Bir şans yeterliydi. Bu dünyayı yaratan benim… ve gerekirse onu yok eden de ben olacağım. Geri döneceğim – dünyama… aileme… hayatıma. Bedeli ne olursa olsun.”
Eve dönme arzusuyla yanıp tutuşan Frey, kaderinin tanrısal varlıklar tarafından çoktan yazıldığı acımasız bir dünyada yolculuğuna başlar.
Ama ne kadar ileri gidebilir… ve bir zamanlar yarattığı dünyaya ne olacak?
Yorum
Duygularını ifade et
0 İfade