—————————————————-
Anka Novel
[Çevirmen: Kül]
[Prova Okuyucu: Kül]
—————————————————-
Bölüm 8: Dünya Sahteciliği (1)
Pencerenin dışında, gece gökyüzü sonsuza kadar uzanıyordu.
Sadece geceleri görülebilen soluk bir “halka” gökyüzünü ikiye bölüyordu. Bu dünyanın Dünya’sının halkaları vardı, tıpkı benim asıl dünyamdaki Satürn gibi.
Bu halkanın ötesinde, seyrek yıldızlar gökyüzünü süslüyordu.
Bu dünyada sadece otuz üç yıldız vardı ve insanlar onlara tapıyordu. Bu yüzden büyüme para birimine “Yıldız Parçası” deniyordu.
Eğitime başlama zamanı.
Bugün hayatımın en uzun günüydü.
Birçok badireyi şans eseri atlatmıştım ama sadece şansa güvenmek aptallık olurdu. Böyle bir talihin beni tekrar kutsamasını bekleyemezdim.
Şu andan itibaren, daha da güçlenmeliydim.
Şu anki gücüm…
— ▶ Dante Hiakapo – [İstatistikler]: 1 – [Mana]: 100 – [Yetenekler]: × —
Tamamen acınası.
[ Sahip Olunan Yıldız Parçaları: 1,000 ]
Bugünün hasadı buydu.
Tek bir Yıldız Parçası ile ödüllendirilmiştim ama özel bir bonus olarak 1.000 kat çarpan almıştım. Bu birkaç aylık, hatta belki de yıllık büyüme parasına eşdeğerdi.
Bunu nasıl kullanmalıydım?
Bu soruyu sabahtan beri düşünüyordum.
Büyüme parası istatistiklere veya 12 yetenek türüne yatırılabiliyordu.
Toplam 12 temel yetenek vardı:
– Lanet
– Mermi
– Gizli
– Tuzak ve Zehir
– Savaş
– Keskin Nişancılık
– Sihir
– İllüzyon Sanatları
– Çağırma ve Evcilleştirme
– Hareket Teknikleri
– Simya
– Totem.
Eğer 1.000 Yıldız Parçasının tamamını tek bir dala yatırırsam, o yetenekte hemen bir Nihai Beceri (Lv.9) öğrenebilirdim.
Örneğin, her şeyimi Gizliliğe yatırırsam, bu dünyadaki en büyük gizli suikastçı olan 「Gölgesiz Takımyıldızı」 gibi kullanma becerisi kazanabilirdim.
Ama… bu o kadar basit bir seçim değil.
Yeteneklerimi geliştirmek, öğrencilerin suikast girişimlerinden kaçınmak için gerçekten yeterli olacak mı?
Cevap gizlilik değildi. Saklanmak beni hayatta tutmazdı, özellikle de sürekli göz önünde olması gereken bir profesör olarak.
Hareket teknikleri de işe yaramazdı. Kaçma konusunda iyi olmak, gizliliği seçmekten çok daha iyi değildi.
Mantıken konuşursak, Savaş benim en iyi seçeneğim gibi görünüyordu.
Ancak Savaş’a yatırım yaparsam, dersleri düzgün bir şekilde veremeyecektim.
Düşmanlarım ortadan kaybolup rüzgâr gibi hareket edebiliyorken kaba kuvvet ne işe yarardı?
Ayrıca, 9. Seviye bir Savaş yeteneği öğrensem bile istatistiklerim ve yeterliliğim yine de eksik kalacaktı. Nihayetinde, Kara Ejderha öğrencilerinden daha zayıf olacaktım…
Dahası, onlarla savaşmak bir seçenek değildi. Bu sadece otoritemi azaltırdı.
Savaşmak, üstesinden gelmeleri gereken bir rakip olduğumu kabul etmek anlamına geliyordu.
Ve insanlar asla pes etmeyen acımasız yaratıklardı.
Bizler canavardık; suyun altında nefesimizi üç dakika zor tutabilen ama yine de gemiler inşa edip denizleri fetheden bir tür.
Diğer profesörler de teke tek savaşlarda öldürülmedi.
Rakip olarak görülmeyi göze alamazdım. Yüksek savaş becerisine sahip olsam bile, bu hayatta kalmama fayda sağlamazdı.
Hayatta kalmak istiyorsam, ezici bir üstünlükle görünmeliyim.
Zhuge Liang’ın Boş Kale Stratejisi’nde olduğu gibi, açık şehir kapılarının üzerinde guqin* çalarak düşmanlarını bir pusu olduğu düşüncesiyle kandırıp geri çekilmeye zorlamıştı.
*Guqin, çekilen yedi telli bir Çin müzik aletidir. Eski zamanlardan beri oynanır ve geleneksel olarak bilim adamları ve edebiyatçılar tarafından büyük incelik ve incelikli bir araç olarak tercih edilir ve Çin filozofu Konfüçyüs ile ilişkilendirilir.
Han ordusuna su bitkilerine sarılmış bir tabak sazan gönderen Goguryeo danışmanı Eulduji gibi, onları bol miktarda erzakları olduğu konusunda kandırarak geri çekilmeye zorladı.
Seul’ü “Ateş Denizi ”ne çevirmekle tehdit eden Kim Jong-un gibi.
…Belki de bu sonuncusu en iyi örnek değildi.
İhtiyacım olan şey aldatma taktikleriydi.
Bu Cehennem Modu’nu temizlemenin anahtarı buydu.
Ve böylece, bu yargıya dayanarak seçimimi yaptım.
Tüm kıtada yasaklanmış yeteneklerden oluşan Yasak Yetenekleri seçtim.
Bunu kullanırken yakalanırsam, tüm dünya tarafından ölene kadar avlanırdım.
Ama beceriksizliğim ortaya çıkarsa, zaten ölecektim.
Öğrenmeye çalıştığım yetenek, var olan en tehlikeli Yasak Yeteneklerden biriydi.
[ Yasak İllüzyon Yetkisini seçtiniz [Lv.9]: 『Dünya Sahteciliği』. ]
Kara Yol’un ilk lideri ve tarihteki en güçlü suikastçı olan Abraxas tarafından Birinci Suikast Savaşı sırasında yaratılan bir yetenekti.
『Dünya Sahteciliği』 – rüyalar ve illüzyonlar yaratabilen bir yetenek. Sudaki yansımaların bir sonraki anda seraplara dönüşmesi gibi.
Yine de tüm dünyayı kapsayabilir ve değiştirebilirdi.
Bu sadece bir göz hilesi değildi. Bu illüzyonların fiziksel bir formu vardı. Onlara dokunulabilir, kokusunu alabilirdiniz. Hatta bu illüzyonlar mana bile taşıyorlardı.
İllüzyon Sanatlarının zirvesiydi, üst düzey illüzyon formları üretebiliyordu.
Ancak bir dezavantajı vardı.
İllüzyonların dayanıklılığı düşüktü ve neredeyse hiç saldırı gücü yoktu.
Bu, İllüzyon Sanatlarının temel sınırıydı.
Daha sonra güçlenmeye odaklanabilirim.
Günün sonunda, Hiaka Akademisi nihayetinde güçlenmek ve insanlar arasında saklanan iblisleri avlamakla ilgili bir oyundu. Profesörlere suikast düzenlemek, öğrenciler mezuniyete yaklaştığında oyunun yalnızca son aşamasıydı.
Ancak ana hikâye hâlâ çok uzaktaydı.
Bu yetenek bana daha fazla büyüme parası toplamak için zaman kazandıracaktı.
[Dünya Sahteciliğinin『kilidini açmak için 750 Yıldız Parçası harcamak ister misiniz』? ]
Kararımı onayladım.
[ Yükseltme Tamamlandı. ]
[ Yasak İllüzyon Yetkisi [Lv.9] kazandınız: 『Dünya Sahteciliği』. ]
Damarlarımda bir güç dalgası dolaştı, kalbimden yayıldı ve vücudumda dolaştı.
Anında, Genel Savaş Gücüm fırladı.
[ Genel Savaş Gücü: 1 → 68,023 (▲68,022) ]
…Ama bu sadece başlangıçtı.
İllüzyon Sanatları tasarım ya da 3D modelleme gibiydi – muazzam çaba gerektiren bir yetenek.
『Dünya Sahteciliği: Form Sahteciliği [Kılıç]』
Kaba, şekilsiz bir kılıç cisimleşti.
İllüzyonun kalitesi benim gerçeklik anlayışıma bağlıydı. Kılıcın kabzası, uzunluğu, şekli, dokusu ve hatta yansıması gibi her ayrıntıyı kavramam gerekiyordu. Ve bu bir oyun dünyası olduğu için, sahtelerini yaratmak için diğerlerinin yanı sıra mana, öldürme niyeti ve basıncı da anlamam gerekiyordu.
Ustalaşmak yıllar, belki de on yıllar alacaktı.
Ne de olsa bu 9. Seviye bir yetenekti.
Ama bu tür sınırlamalarla bağlı değildim.
—————————————————-
Anka Novel
[Çevirmen: Kül]
[Prova Okuyucu: Kül]
—————————————————-
[ Yeterliliği %84,55’e yükseltmek için 200 Yıldız Parçası harcamak ister misiniz? ]
[ Yükseltme tamamlandı. ]
[ Genel Savaş Gücü: 68,023 → 108,158 (▲ 40,135) ]
Tekrar açmadan önce gözlerimi sıkıca kapattım.
Önümde bir kılıç havada asılı duruyordu. Bu sefer çok daha gerçekçi görünüyordu.
[ 『Dünya Sahteciliği』 Yeterlilik: %84,55 ]
İllüzyon Sanatları hakkındaki bilgi ve içgörü gerçek zamanlı olarak zihnime sızdı. Uzandım ve yüzen kılıcı kavradım.
Ağırlığı vardı ve dokusu gerçek gibiydi.
Kılıcı cildime hafifçe bastırdığımda, sanki beni gerçekten kesebilirmiş gibi görünüyordu.
Sınırlarını test etmek için kılıcı çevirdim ve tüm gücümle kalçama sapladım.
Paramparça-!
Kılıcın ucu parçalara ayrıldı.
Demek sınırı buymuş.
Bir illüzyon ne kadar gelişmiş olursa olsun, yine de bir illüzyondu.
Ne yaratırsam yaratayım, dayanıklılığı düşük ve saldırı gücü sıfır olacaktı.
Elbette yine de birinin gözüne ışık tutarak kör edebilirdim ama fiziksel etkileşimi bu kadardı.
Süresi de çok uzun değildi, yine de daha fazla mana akıtarak süreyi uzatabilirdim.
Bunu biraz daha test edelim.
[ [MP] : 95 / 100 (▼5) ]
Tek bir kılıç yapmak zaten 20’de 1’ini tüketmişti.
Bu hızla gidersem, sadece 20 kılıç yaptıktan sonra tükenecektim.
Başka seçeneğim olmadığından, kalan 50 Yıldız Parçamın hepsini manaya yatırdım.
[ [Maks MP] : 100 → 1.100 (▲1.000) ]
[ Genel Savaş Gücü: 108,158 → 113,158 (▲ 5,000) ]
Her bir Yıldız Parçası manamı 20 puan artırarak toplamda 1.000 puanlık bir artış sağladı.
Bunu aradan çıkardıktan sonra, aklıma daha fazla fikir geldikçe denemeye devam ettim.
『Dünya Sahteciliği: Form Sahteciliği [Işık Kılıcı]』
『Dünya Sahteciliği: Form Sahteciliği [Yıldırım Kılıcı]』
Niteliklerle donatılmış silahlar yaratabildim.
『Dünya Sahteciliği: Form Sahteciliği [Ateş]』
『Dünya Sahteciliği: Form Sahteciliği [Su]』
Karmaşık hareketlere sahip materyaller ve fenomenler bile kopyalanabiliyordu.
Su söz konusu olduğunda, giysilerim gerçekten ıslandı. Ateşe gelince, yaklaştıkça ısısını hissedebiliyordum ama ona dokunmak beni gerçekten yakmadı.
『Dünya Sahteciliği: Form Sahteciliği [Patlama]』
Bum!
Yüksek bir ses ve sarsıcı bir darbe vardı ama gerçek bir hasar yoktu.
Temel sınırlama buydu.
Bunu hatırlamam gerek. 『Dünya Sahteciliği』 yalnızca taklit eden bir yetenekti.
Sahte para gibiydi, ilk bakışta ikna ediciydi ama yakından incelendiğinde sahte olduğu belliydi.
『Dünya Sahteciliği: Form Sahteciliği [Çan]』
Ding!
Sesleri bile kopyalayabilirim.
『Dünya Sahteciliği: Form Sahteciliği [Dev Çan]』
Gooong-!
Daha da yüksek sesler mümkündü. Kulaklarımı çınlatacak kadar yüksek.
“Profesör?”
Adele’in duyup beni aramaya geleceği kadar yüksek bir sesle.
Ona bir şey olmadığını söyledim ve geri gönderdim.
『Dünya Sahteciliği: Form Sahteciliği [Ateş Topu]』
『Dünya Sahteciliği: Form Sahteciliği [Duvar Çağır]』
『Dünya Sahteciliği: Form Sahteciliği [Uçan Zihin Kılıcı]』
Büyü ve yetenekler bile simüle edilebilir.
『Dünya Sahteciliği: Form Sahteciliği [10,000 Hika Banknotu]』
Elbette sahte para da yaratabilirim.
Gerçek dünyada bunun değeri yaklaşık bir milyon won ya da 1,000 dolar olurdu.
Ama bunun kusurlu bir taklit olduğunu söyleyebilirim.
İnsanları kandırabilirdi ama tespit cihazları ya da gelişmiş ekipmanlar bunu görebilirdi.
『Dünya Sahteciliği: Form Sahteciliği [Çilekli Pasta]』
『Dünya Sahteciliği: Form Sahteciliği [Kızarmış Tavuk]』
Yemekleri ve insanları bile taklit edebiliyordum. Yemeğin tadı ve aroması vardı ama garip bir şekilde gerçek bir doygunluk hissi vermiyordu.
Kaybolduğu anda mideme garip bir boşluk yerleşti.
『Dünya Sahteciliği: Form Sahteciliği [Dante]』
Kendimin bir klonunu bile yaratabildim. Ona komut verirsem hareket edebilirdi.
『Dünya Sahteciliği: Değişken Eylem Girişi [Dans]』
Kendimin sahte versiyonu kedi dansı yapmaya başladı.
Hmm…
『Dünya Sahteciliği: Değişken Eylem Girişi [Havalan]』
Sahte benliğim havada süzülüyordu.
Böylece gerçek bedenimin yapamadığı şeyleri bile yapabiliyordu.
Ancak dayanıklılık bir sorun olmaya devam etti.
Bir el sıkışma da iyiydi, ama bir parmağı kırmak için baskı uyguladığımda-
Çat!
Sahte kol paramparça oldu.
『Dünya Sahteciliği: Form Sahteciliği [İblis Kral]』
Oyunun DLC ile kahramanca bir fanteziye dönüştürüldüğünü hatırladım, bu yüzden tahmin edilen son boss olan İblis Kral’ı yaratmaya çalıştım.
『Dünya Sahteciliği: Başarısız』
Ama işe yaramadı.
Onu daha önce hiç görmediğim için miydi?
Hayır, sebebin bu olduğunu sanmıyorum. Teorimi doğrulamak için başka bir şeyi test ettim.
『Dünya Sahteciliği: Değişken Eylem Girişi [Gülümseme]』
Ne yazık ki sahte Dante gülümsemiyordu.
Ben de aynaya baktım ve kendimi gülümsemeye zorladım, sonra tekrar denedim.
『Dünya Sahteciliği: Değişken Eylem Girişi [Gülümseme]』
Bu kez, sahte Dante kötü bir şeyler planlayan bir cani gibi sırıtıyordu.
Şüphelerim doğrulanmıştı.
İllüzyon tecrübeye değil, hayal gücüne dayanıyordu. Bir şeyi hayal edemezsem, sahtesini de yapamazdım.
Kendimi gülümserken hayal edemiyordum, bu yüzden sahtesi de gülümseyemezdi…
Gülümsemeye zorladığımda bile, bu pek de hoş bir görüntü değildi.
Daha çok şeytani bir entrikacının şeytani sırıtışı gibiydi.
Pekâlâ.
Bu noktaya kadar oldukça sağlam bir anlayış kazanmıştım.
Şimdi sıra son kategorideydi.
Biraz daha mana akıtırsam, uzayın kendisini bile oluşturabilirdim.
『Dünya Sahteciliği: Uzamsal Sahtecilik [Çiçek Tarlası]』
Su ve toprak olmamasına rağmen birdenbire çiçekler açmaya başladı.
Çok geçmeden tüm odam canlı çiçeklerle kaplandı.
Elimi açtım ve avucumun üzerinde duran tek bir karahindiba gördüm.
Eğer biraz daha zorlarsam, ben de böyle bir şey yapabilirim…
『Dünya Sahteciliği: Uzamsal Sahtecilik [Ölüme Yakın Deneyim]』
Bir anda karanlık etrafımdaki dünyayı yuttu. Zaman ve mekan çarpıtılmıştı.
Burada sanal hisler yaratmak da mümkündü.
Bileğimin kesildiğini hayal edersem.
Kopmuş bir el yere düştü, hala bir çiçeği tutuyordu, şimdi ise siyaha dönmüştü.
Plop-
Tabii ki bu bir illüzyondu. Gerçek elim hâlâ sağlamdı ama başka birinin bunu anlaması o kadar kolay olmazdı.
Elimin dokunma duyusunu hissedemiyorum… Sanki gerçekten kopmuş gibiydi.
Otuz dakika daha illüzyonlarla denemeler yapmaya devam ettim.
Sonra aniden burnumdan bir sıcaklık sızdığını hissettim.
Parmağımı burun deliklerime götürdüm. Kan.
İrkilerek hemen 『Dünya Sahteciliği』 kullanmayı bıraktım.
Çiçek tarlası ve kesik el yok oldu, geriye sadece sıradan odam kaldı.
Başım dönüyor…
[ [MP]: 14 / 1,100 ]
[ [Aşırı Yükleme] durum koşulundan etkileniyorsunuz. ]
Kendimi çok zorlamış, çok kısa sürede çok fazla mana tüketmiştim.
Bugünlük bu kadar antrenman yeterdi.
Ilık suyla yıkandıktan sonra yatağıma yığıldım.
Bilincim sanki beynim eriyip dağılıyormuş gibi kayboldu.
Ama bilincimi tamamen kaybetmeden hemen önce aklımdan bir düşünce geçti.
Ya uyandığımda kendimi eve dönmüş bulursam?
Bu çok komik olmaz mıydı?
Bugün olan onca şeyden sonra, ya bunların hepsi bir rüyaysa?
Bu…
“Lütfen uyanın Profesör! Sabah oldu!” diye seslenerek beni uykumdan uyandırdı.
İyi olurdu.
—————————————————-
Anka Novel
[Çevirmen: Kül]
[Prova Okuyucu: Kül]
—————————————————-
Yorum